Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Romans - 039 (Man without Christ always Fails before Sin)
This page in: -- Afrikaans -- Arabic -- Armenian-- Azeri-- Bengali -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- ENGLISH -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Hebrew -- Hindi -- Igbo -- Indonesian -- Javanese -- Kiswahili -- Malayalam -- Polish -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- Turkish -- Urdu? -- Yiddish -- Yoruba

Previous Lesson -- Next Lesson

ROMALILAR - RAB Doğruluğumuzdur!
Elçi Pavlusun Romalılara Mektubu
BÖLÜM 1 - Tanrı’nın Doğruluğu tüm Günahkarları Mahkum eder ve tüm İnananları Mesih’te Kutsar (Romalılar 1:18 - 8:39)
D - Tanrı’nın Gücü Bizleri Günahın Gücünden Kurtarır (Romalılar 6:1 - 8:27)

5. Mesihsiz Yaşayan İnsan, Daima Günaha Karşı Hataya Düşer (Romalılar 7:14-25)


ROMALILAR 7:14-25
14 Yasa'nın ruhsal olduğunu biliriz. Bense benliğin denetimindeyim, köle gibi günaha satılmışım. 15 Ne yaptığımı anlamıyorum. Çünkü istediğimi yapmıyorum; nefret ettiğim ne ise, onu yapıyorum. 16 Ama istemediğimi yaparsam, Yasa'nın iyi olduğunu kabul etmiş olurum. 17 Öyleyse bunu artık ben değil, içimde yaşayan günah yapıyor. 18 İçimde, yani benliğimde iyi bir şey bulunmadığını biliyorum. İçimde iyiyi yapmaya istek var, ama güç yok. 19 İstediğim iyi şeyi yapmıyorum, istemediğim kötü şeyi yapıyorum. 20 İstemediğimi yapıyorsam, bunu yapan artık ben değil, içimde yaşayan günahtır. 21 Bundan şu kuralı çıkarıyorum: Ben iyi olanı yapmak isterken, karşımda hep kötülük vardır. 22 İç varlığımda Tanrı'nın Yasası'ndan zevk alıyorum. 23 Ama bedenimin üyelerinde bambaşka bir yasa görüyorum. Bu da aklımın onayladığı yasaya karşı savaşıyor ve beni bedenimin üyelerindeki günah yasasına tutsak ediyor. 24Ne zavallı insanım! Ölüme götüren bu bedenden beni kim kurtaracak? 25 Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla Tanrı'ya şükürler olsun! Sonuç olarak ben aklımla Tanrı'nın Yasası'na, ama benliğimle günahın yasasına kulluk ediyorum.

Pavlus, Mesihsiz yaşayan doğal insanın, yasanın korku dolu kâbusları altında nasıl yaşadığını gösteriyor. Kendini kanıtlamanın zirvesi olan bu okuma parçasının açıklamasını, felsefi hayal gücü ya da ideolojilerle yapmıyor ama doğal insanı, heyecan verici kişisel itiraf aracılığıyla, açığa çıkartıyor. Kutsal Ruh onun elçisel vicdanını oldukça fazla bir şekilde yumuşatmıştır ki böylece Tanrı’nın isteğinden azıcık bile uzaklaşsa bunun ölümcül bir olay olacağını hissetmiştir.

Pavlus: “Kendi yeteneklerime baktığımda, ben dünyeviyim. Her insan dünyevidir. Çünkü Tanrı’nın ona vermiş olduğu görkeminin benzeyişini kaybetmiştir.” diyor. Herkes günah işledi ve Tanrı’nın görkeminde yoksun kaldı. Hep birlikte bozuldular ve yasanın ruhu da kendi bencillikleriyle övündükleri için kendi vicdanlarında onları cezalandırdı. Kutsallar, duymuş oldukları: “Kutsal olun, çünkü ben kutsalım” açıklaması nedeniyle, özellikle Tanrı’nın sözündeki umudu kaybettiler. Ya da İsa’nın: “Tıpkı göklerdeki Babanızın mükemmel olduğu gibi, siz de mükemmel olun” emriyle yıkıldılar. Pavlus, doğal insanın, kendi gücüyle Tanrı’nın isteğini yerine getirmekte yetersiz kalacağını, fiziksel acılarla itiraf etti. İnsan gücünün yetersizliğini itiraf etmek ne kadar da korkunçtur!

Buna rağmen, insanın iyi olan şeyleri yapmak, dürüst bir şekilde yaşamak ve kutsallık için büyük bir özlemi vardır. Hatta insanın en alçağının bile böyle bir özlemi vardır. Bu nedenle, sadece günah ve onun gücü hakkında konuşmamalı ve ne de diğer insanlara tepeden bakmalıyız. Fakat insan kötü olduğu ve iyi olmak istemediği için, bizlerin zihinlerindeki Tanrı’nın yasasının arta kalanları da gereklidir. Yanlış özlemlerine, devamlı olarak, cevap araması ve iyi isteklere karşı eylemde bulunması ne üzücüdür. Bu insanla ilgili garip bir şeydir. Kendisine düşmandır. Kendi iyi isteklerine ihanet eder ve vicdanının sesini dikkate almaz. İçimizdeki günah zihnimizden daha güçlüdür ve Tanrı’nın yasası da, iyi niyetlerine rağmen, her insanda hâkim olur.

Neden temiz bir şekilde yaşayamıyoruz ve Tanrı’nın sevgisinde devam etmiyoruz? Çünkü Tanrı olmadan, insan günaha tutulmuştur. Her kim günah işliyorsa, günahın kölesidir. Eğer Mesih tarafından korunmuyorlarsa, kötü şeyler yapma ihtimali inananlar arasında da bulunur. Bedenlerimizde, Tanrı’nın isteklerini uygulayacak güç yoktur. Böyle bir karar, insanın iflasının büyük itirafını gerektirir. Pavlus’un kendisi bu durumu: “İçimde, yani doğal benliğimde iyi bir şey bulunmadığını biliyorum. İstediğim iyi şeyi yapmıyorum, istemediğim kötü şeyi yapıyorum.” diyerek itiraf etmiştir. Bu aynı durumu, siz de, Pavlus’la birlikte itiraf ediyor ve bire suçlu olduğunuzu kabul ediyor musunuz? Kendi kirlenmiş benliğinizi, sonsuz Yargıç’ın yüceliğine teslim ediyor musunuz?

Elçi, günah yasası olarak adlandırdığı günahın gücünün bir tür yasa gibi gelişmesi nedeniyle, her bir insanı günahın kölesi olarak tanımlar. Köyü olan şeylere tutsaklığımız bir yasaya dönüşmüştür ve zihnimizde görevlerimizi bildiğimiz ve yapmak istediğimiz halde yapamadığımız için, bu tutsaklık bize acı vermeye başladı. Benliğiniz içinizdeki hapishanenin parmaklıklarını salladığı ama oradan çıkamadığı için, bu umutsuzluğa neden olur. Yine de, aynı anda, Mesih sizi Tanrı’nın mükemmelliğinden daha az olmayacak bir mükemmelliğe çağırıyor. Her insanın içindeki şizofrenin farkında mısınız? İyi şeyleri yapmak istiyor ama kendi başına yapamıyor.

Hiç yardım yok mu? Pavlus, benliğimizin derinliklerindeki kirlenmeyi de bilerek, kaynağında; kendini beğenmişliğiniz, dürüstlüğünüz, yetenekleriniz ya da yasanın kendisi gibi şeyler bulunan ama kurtuluş bulunmayan bu bedende, bizleri iç benliğimize yönlendiriyor. Elçinin tanıklığı, sizleri yüzeysel imanınızdan özgür bırakıp, tüm insanlığa ilişkin kötümserlikten alıp uzaklaştırdı mı? Eğer Kutsal Ruh’un bilgeliğinden yoksunlarsa, eğitimciler yalancıdır ve filozoflar da aptaldır. Sınırlarını fark edemezler. Tanrı’nın gözünde bereketlenmiş olan inanan, kendisinin içinde; yanlış, günahlı ve çürümüş olduğunu bilir. Bereketlenmiş insan, tutsak olmuş benliğinin, yasanın şiddetli yargısının farkına varmıştır ve tüm eğilimlerinden, insan doğruluğundan özgür olmuştur ve insanın üstünlüğüne inanmayıp, sadece, Mesih’e güvenir.

İsa Mesih, tıpkı diğer insanlar gibi kaybolmuş ve kendini kandıran bizler olmadan, Muzaffer olduğu için, şükürler olsun Tanrım! O bize gerçeği ve yeni bir güç verdi. Onun Kutsal Ruh’u bizlere, sadece Kurtarıcıda olan kesin umudu vererek, yaşam ve teselli verir.

DUA: Kutsal Baba, bizleri umutsuzluğa teslim etmediğin ama bir kurtarıcı ve aracı olarak, Oğlun Mesih’i bize gönderdiğin ve onun doğruluğu aracılığıyla senin Ruh’un bizlere geldiği için, tüm yüreğimizle seni över ve sana tapınırız. Zihinlerimizi ona açtık ki böylece o da bizlerin günahlarının hapishanesinin kapılarını açabilsin ve ulusumuzdaki ve tüm dünyadaki inananlarla birlikte, bizleri kutsal davranışlara yönlendirsin. Amin.

SORU:

  1. Pavlus kendisi hakkında ne itiraf etti ve bu itiraf bizler için ne anlama gelmektedir?

İçimde, yani benliğimde iyi bir şey bulunmadığını biliyorum.
İçimde iyiyi yapmaya istek var, ama güç yok.
İstediğim iyi şeyi yapmıyorum,
istemediğim kötü şeyi yapıyorum.

(Romalılar 7:18-19)

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on October 25, 2012, at 11:49 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)