Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Romans - 028 (We are Justified by Grace)
This page in: -- Afrikaans -- Arabic -- Armenian-- Azeri-- Bengali -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- ENGLISH -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Hebrew -- Hindi -- Igbo -- Indonesian -- Javanese -- Kiswahili -- Malayalam -- Polish -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- Turkish -- Urdu? -- Yiddish -- Yoruba

Previous Lesson -- Next Lesson

ROMALILAR - RAB Doğruluğumuzdur!
Elçi Pavlusun Romalılara Mektubu
BÖLÜM 1 - Tanrı’nın Doğruluğu tüm Günahkarları Mahkum eder ve tüm İnananları Mesih’te Kutsar (Romalılar 1:18 - 8:39)
B - Yeni Doğruluk, İman Aracılığıyla Tüm İnsanlara Açılır (Romalılar 3:21 - 4:22)
3. İmanla Aklanmanın Bir Örneği Olarak; İbrahim ve Davut (Romalılar 4:1-24)

c) Bizler Yasayla Değil, Lütuf Aracılığıyla Aklandık (Romalılar 4:13-18)


ROMALILAR 4:13-18
13 Çünkü İbrahim'e ve soyuna dünyanın mirasçısı olma vaadi Kutsal Yasa yoluyla değil, imandan gelen aklanma yoluyla verildi. 14 Eğer Yasa'ya bağlı olanlar mirasçı olursa, iman boş ve vaat geçersizdir. 15 Yasa, Tanrı'nın gazabına yol açar. Ama yasanın olmadığı yerde yasaya karşı gelmek de söz konusu değildir. 16-17 Bu nedenle vaat, Tanrı'nın lütfuna dayanmak ve İbrahim'in bütün soyu için güvence altına alınmak üzere imana bağlı kılınmıştır. İbrahim'in soyu yalnız Kutsal Yasa'ya bağlı olanlar değil, aynı zamanda İbrahim'in imanına sahip olanlardır. "Seni birçok ulusun babası yaptım" diye yazılmış olduğu gibi İbrahim, iman ettiği Tanrı'nın -ölülere yaşam veren, var olmayanı buyruğuyla var eden Tanrı'nın- gözünde hepimizin babasıdır. 18 İbrahim umutsuz bir durumdayken birçok ulusun babası olacağına umutla iman etti. "Senin soyun böyle olacak" sözüne güveniyordu.

Yahudilerin sünnete olan güvenlerinin geçersiz olduğunu duyurduğunda, Pavlus onların, Yasa’ya dayanan, ikinci hayal ürünü doğruluklarını da yok etti.

Çölün insanları, Tanrı’nın kendisini açıkladığı antlaşma levhasının üzerinde oturup, dünyaya hükmettiğini düşündüler. Birçok emirleriyle birlikte, Yasa’ya uydukları sürece, Tanrı’nın onlarla birlikte olacağını umuyorlardı. Ancak, korkunç günahlarının farkında değillerdi ne de Tanrı’nın tüm insanlara duyduğu büyük sevgiyi hissettiler. Onlar Yasa’nın hizmetkârı oldular. Yürekleri taşa dönüştü ve kör bir şekilde böbürlendiler. Ne Tanrı’nın onlara olan öfkesini gördüler ne de aralarında yaşayan Mesih’i fark ettiler.

Diri olan Mesih’e basit bir şekilde iman etmek yerine, gayretli bir şekilde gelenekleri, yasakları ve yasayı gözeten topluluk ya da kiliselere; eyvahlar olsun! İmanda zayıf olanlar sevgisiz yasa bağımlılarından daha iyidir. Yasaların öfke oluşturması, günaha teşvik etmesi ve cezayı getirmesi, büyük bir gizemdir. Bunun için, Mesih bizleri sevmeye, güvenmeye, sabra ve bağışlamaya yönlendirdiği ve yasanın ve kuralların, onların tutucu yorumlarının ve şiddetli cezalarının kölesi olmamamız için, tedbirli eğitimciler okullarına ve evlerine sadece birkaç şart ve kural koyarlar.

Pavlus, bir kez daha, İbrahim’in, Musa’nın yasayla birlikte gelmesinden önce, imanla aklandığını yasa bağımlılarına gösterdi. Bu nedenle, İbrahim henüz yasa verilmeden önce Tanrı’ya güvendi. On Emir; inananları yönlendirmek için daha sonra geldi ve onların gururlarını kırdı. Tanrı’nın merhametindeki iman, ruhsal hayatı oluşturan, gerçek güçtür. İnsanları Tanrı’ya hizmet etmeye teşvik eder ve onu iyi işlere yönlendirir. Oysa yasa; bizleri sıkıştırır, suçlar, cezalandırır ve öldürür.

Sonra, İbrahim davranışlarına ve yasanın gözetmesine bakmadı. Ama sadece, Tanrı’nın vaadine baktı ve Rab’bine güvendi. O tüm inananlar için bir örnek ve ruhsal bir baba oldu. Ondaki vaade inanarak, tüm uluslar bereketlendi. Henüz bir çocuğu olmamasına karşın, İbrahim imanı aracılığıyla birçok ulus ve toplumu kazandı ve Pavlus da onu “dünyanın mirasçısı” olarak tanımladı.

Kutsal Ruh onun bu davranışıyla, basit bir bedevi olan İbrahim’i, Mesih’in kendisinde yaşayan bereket planında kabul etti ve onu iman aracılığıyla aklanmış olanlara doğru çekti.

İbrahim, muhtemelen, büyük imanı nedeniyle, birçok Eski Antlaşma karakterini gölgede bıraktı. Tanrı, onun tohumunda, tüm ulusları bereketleyeceği vaadini verdi. Tohumuyla kastettiği Mesih’in kendisidir. İbranice “tohum” kelimesi bir kişiyi ifade etmek için kullanılmıştır ve elçi de İbrahim’e verilen vaatte Mesih’e özel bir işaret bulunduğunu bildiriyor. Bunun için, Çarmıhta Ölmüş Olan aracılığıyla aklanmış olanlar, Mesih’e olan güvenleri yaşamda, güçte ve Tanrı’nın bereketinde onları birleştirdiği için, tüm hazineleriyle birlikte, cenneti miras alacaklar.

Kurtarıcıya gelin ve böylece ölümden dirilebilin. Eğer onun sözlerinde devam ederseniz, Kutsal Ruh; sizde ve çevrenizde yeni bir yaşam yaratacaktır. Eğer kilisenizde ya da topluluğunuzda Tanrı’nın iman vaadi varsa, bu iman günahtaki ölüme galip gelecektir ve daha hiç bulunmayan bazı yeni şeyleri oluşturacaktır. Çünkü Tanrı sizin imanınız üzerinden çalışır, yaratır ve sizin güveninizin çığlıklarını da böylece duyar. Onun sözünü kabul etmeniz, dünyanın yanı sıra, sizi de değiştirir.

DUA: Göksel Babamız, bizler eski kafalı, yasalara bağımlı ve başkalarını yargılamaya ve mahkûm etmeye meyilliyiz. Tüm yüreğimizde tam ve inançlı bir vicdan için yer aç. Ve Kutsal Ruh’un bizleri sevgi, cesaret ve canlanmamız için kutsamasına izin ver. Böylece günaha ölmüş olanlar dirilebilsin ve senin yüceliğin ulusumuzu doldursun. Bizlerde imanını yarat ki böylece bizler aracılığıyla koruyan işlerini yapabilesin. Amin.

SORU:

  1. Tanrı’nın vaadi uyarınca, Tanrı’nın bereketlerini, Yasa’yı gözetmemiz nedeniyle değil de neden imanımız aracılığıyla alırız?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on October 25, 2012, at 11:41 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)