Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Acts - 102 (Paul’s Parting Sermon)
This page in: -- Albanian? -- Arabic -- Armenian -- Azeri -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Igbo -- Indonesian -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- TURKISH -- Urdu? -- Uzbek -- Yiddish -- Yoruba

Previous Lesson -- Next Lesson

Elçilerin İşleri - MESİH'in Zafer Alayı!
Studies in the Acts of the Apostles
Bölüm 2 - Diğer Uluslara Verilen Vaazların Raporları Ve Antakya'dan Roma'ya Kadar Kurulan Kiliseler - Kutsal Ruh Tarafından Görevlendirilen Elçi Pavlus'un Hizmeti (Elçilerin İşleri 13 - 28)
D - ÜÇÜNCÜ MÜJDELEME YOLCULUĞU (Elçilerin İşleri 18:23 - 21:14)

9. Pavlus’un Efesli İhtiyarlara Veda Vaazı (Elçilerin İşleri 20:17-38)


Elçilerin İşleri 20:33-38
“Ben hiç kimsenin altınına, gümüşüne ya da giysisine göz dikmedim. Siz de bilirsiniz ki, bu eller hem benim, hem de benimle birlikte olanların gereksinmelerini karşılamak için hizmet etmiştir. Yaptığım her işte sizlere, böyle emek vererek güçsüzlere yardım etmemiz ve Rab İsa’nın, ‘Vermek, almaktan daha büyük mutluluktur’ diyen sözünü unutmamamız gerektiğini gösterdim.” Pavlus bu sözleri söyledikten sonra diz çöküp onlarla birlikte dua etti. Sonra hepsi acı acı ağlayarak Pavlus’un boynuna sarıldılar, onu öptüler. Onları en çok üzen, “Yüzümü bir daha görmeyeceksiniz” demesi oldu. Sonra onu gemiye kadar geçirdiler.

Pavlus Efes’te geçirdiği üç yıllık hizmet süresince –belki de tüm Anadolu ve Yunanistan’daki vaazlarını da– öğretilerini bu muhteşem vaazda toparladı. Bu sözlerin taşıdığı zengin anlamı birkaç satırda açıklamak, bu tanımlamaların önemini vurgulamak için üç yıllık bir vaazı doldurmak gerektiğinden mümkün değildir. Bu nedenle, 20. bölümdeki 17-38 ayetlerini bir kez daha okumak, her bir sözde saklı o hazinelere ulaşmak için gereklidir.

Ne kadar da şaşırtıcı! Pavlus vaazının sonunda ruhsal şeylerden değil, paranın çevrelediği ruhu da görebilmek için paradan bahsetti. Pavlus kendisi için ne bağış ne de yardım istedi. Ne de kilise üyelerinin zenginliklerine imrendi. Bu yok olan dünyanın servetini küçümsedi ve Mesih’in bilgisinin mükemmelliğinde diğer her şeyi süprüntü saydığını söyledi. Kendisi de Mesih’le birlikte çarmıha gerilmiş ve sonrasında ölmüş olduğu için, fiziksel ve cinsel istekler için ölüydü ve artık sadece göksel şeyler için yaşadı. Pavlus kendi ihtiyaçlarını karşılamak için kendi elleriyle çalıştı ve mesleğinde de oldukça gayretli ve yetenekliydi. Sözlerine uygun bir şekilde çalıştı: “Her ne yaparsanız, insanlar için değil, Rab için yapar gibi candan yapın” (Kol.3:23). Kendisi ve kendisine eşlik edenler için yete-rince para kazandı. Pavlus pütür pütür, kurumuş ve nasırlı ellerini, elleriyle yaptığı işten çektiği acılara katlanarak, gururla ihtiyarlara gösterdi. Bir kitap yazmak için hiç kalem almadı eline, ama elleriyle çalıştı, ağzıyla konuştu ve uzun mesafeleri ayaklarıyla yürüdü. Pavlus sadece aklını değil, bedenini de, Tanrı için ve O’nun biricik Kutsalı Olan tarafından kabul edilmesi için diri kurban olarak sundu.

Pavlus, tembellik nedeniyle evinin üzüntü ve açlığa düşmesine aldırış etmeden, tembel bir şekilde oturan ve rahat eden, hayalperest bir şekilde Rab’bin ikinci gelişini bekleyen Hristiyanlarla hiçbir zaman aynı fikirde olmadı. Pavlus gece ve gündüz, mesleğinde iyi bir örnek olabilmek, zamanı satın alabilmek ve Rab’bin ismini yüceltmek için yoğun bir şekilde uğraş verdi.

Sadece kendisini ve arkadaşlarının ihtiyaçlarını gidermek için para harcamadı. Aynı zamanda ihtiyaç içindeki fakirler için de fedakârlıkta bulundu. Kazandığımız maaşlarımız ya da yevmiyelerimiz sadece kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak için değildir. Onlar aynı zamanda hizmet etmek, vermek ve kurban olarak sunmak içindir de. Mesih şöyle dedi: “Yoksullar her zaman aranızdadır.” Hastalar, güçsüz olanlar, dullar ve yetimler ve daha birçokları sizin yardımlarınızı bekliyorlar. Mesih’in de dediği gibi: “Çıplaktım, hastaydım, zindandaydım beni giydirmediniz, benimle ilgilenmediniz ve beni ziyaret etmediniz” (Mat.25:31-46) İşte, Mesih’i onlarla bulacaksınız. Kutsama ve hizmet dolu bir yaşama başlamadan önce neyi bekliyorsunuz? Taş kalpli mi, yoksa kör müsünüz ki çevrenizdeki üzgün olanları görmüyorsunuz?

Pavlus sözlerini özetleyebilmek için Mesih’in herhangi bir Müj-de’de kayıtlı olmayan bir sözünden alıntı yapmıştır: “Vermek almaktan daha bereketlidir.” Bu ayet mutlu, memnun ve coşku dolu olan Tanrı’nın yüreğinin derinliklerini açığa çıkarır. Tanrı bizleri devamlı olarak bereketler ve her zaman bize iyi armağanlar vermeye devam eder. Mesih bu dünyaya günahkârlar için geldi ve hayatını onlar için verdi.

Kurban olgusunun ve birinin hayatını bir başkası için vermesi olgusunun kökeni, Hristiyanlığın ruhsal kaynağındandır. Bu Tanrı sevgisi bizleri kendimizi memnun etmeye değil, bu sevgiye değmeyecek olanları memnun etmeye, yardıma, hizmete, etkin olmaya ve bağlanmaya yönlendirir. Mesih kendi hayatını birçokları için fidye olarak verdiği gibi, Rab bizleri de paramızı ve zamanımızı ailemizdeki, işimizdeki, kilisemizdeki diğer üyelere ve insanlara kurban etmemiz için çağırır. Kendinizi Tanrı’ya ve insanlara adayıp kurban etmeden gerçek memnuniyeti bilemezsiniz. Bu nedenle Mesih’in kurbanlığı kilisenin bir sembolü olmuştur ve bizim düşüncelerimiz, sözlerimiz ve eylemlerimizin üstüne bir simge olmuştur. Yüreklerinizin derinliklerinde mutsuz musunuz? Öyleyse elçisel bildirilere dikkat edin! Sıkı çalışmalı, güçsüz ve yoksul olanlara yardım etmelisiniz. Buradaki “etmelisiniz” sözü, eğer gerçek bir Hristiyan, ihtiyar ya da lider olmak istiyorsanız, kaçınılmazdır.

Pavlus teorik bir filozof değil, gerçekçi bir dua savaşçısıydı. Dua olmadan meyve de olmaz. Tanrı’nın bereketlemesi ve terbiye etmesi için laf kalabalığı gereksiz ve kullanışsızdır. Elçi tüm kilise ihtiyarlarıyla birlikte diz çöktü ve tüm yüreğiyle dua etti. Hiç Pavlus’un yüreğinin en gizli yerinden kopup gelen, elçisel bir dua okudunuz mu? Okumadıysanız Efesliler’e yazılmış mektubunu okuyun (1:3-14; 1:17-23; 3:14- 21). Eğer bu elçisel dualara bilinçli bir şekilde ve düşünerek ve dikkatli bir şekilde katılırsanız, dualarımızın ne kadar zayıf olduklarını göreceksiniz. Etkin olması ve dürüst olan kişinin çok kazancı olacağı ateşli bir dua için Mesih’ten dua ruhunu isteyin (Yak.5:16).

İhtiyarlar bu duanın Pavlus’un ağzından duyacakları son sözleri içerdiğini anladılar. Gözyaşları minnettarlık, sevgi, üzüntü ve acıyla aktı. Samimi ve saf duygularla bir erkeğin ağlaması ayıp değildir. Gözyaşları Tanrı adamı için, kendilerine cennetin kapılarını açan ve onların arasında bedeninin zahmetli bir şekilde hizmet ettiği bir sığınaktır. Şimdi Pavlus acı ve sıkıntıların içerisine doğru gidecekti. Her biri sırayla, Tanrı’nın sonsuz halkının içerisinde bir sevgi belirtisi olarak onu öptüler.

Dua: Rab İsa, sözlerin bize kurtuluşun doluluğunu, sevgi için güç ve teselli verdiği için sana şükreder ve tapınırız. Okulda, işte ve evde çalışkan olabilmeyi bizlere öğret ki, tembel olmayalım. Sen nasıl bizlerin kaybolmuş hayatları için hayatını verdiysen, bizler de zamanımızı ve sahip olduklarımızı başkaları için kurban edebilmeyi öğrenebilelim. Amin.

Soru 102: Vermek almaktan neden daha bereketlidir?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on September 28, 2012, at 11:24 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)