Previous Lesson -- Next Lesson
12. Petrus, Melek Aracılığıyla Kurtuluşu (Elçilerin İşleri 12:7-17)
Elçilerin İşleri 12:7-17
Birdenbire Rab’bin bir meleği göründü ve hücrede bir ışık parladı. Melek, Petrus’un böğrüne dokunup onu uyandırdı. “Çabuk, kalk!” dedi. O anda zincirler Petrus’un bileklerinden düştü. Melek ona, “Kuşağını bağla, çarıklarını giy” dedi. Petrus da söyleneni yaptı. “Abanı giy, beni izle” dedi melek. Petrus onu izleyerek dışarı çıktı. Ama meleğin yaptığının gerçek olduğunu anlamıyor, bir görüm gördüğünü sanıyordu. Birinci ve ikinci nöbetçiyi geçerek kente açılan demir kapıya geldiler. Kapı, önlerinde kendiliğinden açıldı. Dışarı çıkıp bir sokak boyunca yürüdüler, sonra melek ansızın Petrus’un yanından ayrıldı. O zaman kendine gelen Petrus, “Rab’bin bana meleğini gönderdiğini şimdi gerçekten anlıyorum” dedi. “O beni Hirodes’in elinden ve Yahudi halkının uğrayacağımı umduğu bütün belalardan kurtardı.” Petrus olanların farkına varınca Markos diye tanınan Yuhanna’nın annesi Meryem’in evine gitti. Orada birçok kişi toplanmış dua ediyordu. Petrus’un dış kapıyı çalması üzerine Roda adlı bir hizmetçi kız kapıya bakmaya gitti. Petrus’un sesini tanıyan kız, sevincinden kapıyı açmadan tekrar içeri koşarak, “Petrus kapıda duruyor!” diye haber verdi. “Çıldırmışsın sen!” dediler ona. Ama kız üsteleyince, “Onun meleği olmalı” dediler. Petrus ise kapıyı çalmaya devam etti. Kapıyı açıp onu görünce şaşıp kaldılar. Petrus, eliyle susmalarını işaret ederek Rab’bin onu zindandan nasıl çı-kardığını anlattı. Sonra, “Bu haberleri Yakup’la öbür kardeşlere iletin” diyerek oradan ayrılıp başka bir yere gitti.
Antakya’daki kilise çiçek açıp büyürken, Yeruşalim’deki kilise ağır zulümler altındaydı. İsa’nın en yakın üç öğrencisinden biri olan Yakup öldürülmüş, Petrus bir mucize ile kurtulmuştu. Tanrı’nın yolları bizim algımıza kapalı olabilir, fakat unutmamamız gereken tek şey Babamız’ın bize olan sevgisidir. Bunun için hayatımızın hangi evresinde olursa olsun, O’nun merhametli ve şevkatli olduğunu unutmayalım.
Petrus her ne olursa olsun bu tehlikeden korkmamıştı. Hayatını gözlerini kırpmadan tam bir güvele göklerdeki Babası için verebilirdi. Ne kollarındaki kelepçeleri hissediyor, ne de yanındaki görevlileri umursuyordu. Hatta gelen meleği bile fark etmedi. Derin bir şekilde uyuyordu ve bir anda melek onun böğrüne dokunarak uyandırdı. Ellerindeki kelepçelerin sessiz bir şekilde çözüldüğünü fark etti. Uyku sersemliğiyle kıyafetlerini giymeye başladı. Hatta okula giden bir çocuğu annesinin yönlendirmesi gibi, melek de giymesi gereken şeylere onu yönlendirdi. Koca demir kapılar sessiz bir şekilde tek tek açıldılar. Bu sessiz kaçışı hiç kimse fark edememişti. Tanrı her türlü fiziksel engeli aşabilecek güçtedir. O arzu ettiği kulunu insanların düşünemeyeceği zorluklardan kurtarabilir. Babamız’ın gücü tahmin edebildiğimizden çok daha yücedir.
Melek, kurtardığı Petrus’u şehrin ara sokaklarında terk etti. Serin gecede kendine gelen Petrus, daha ciddi bir tehlikeye düşmeden oradan uzaklaştı. Petrus sevinçliydi, çünkü göklerdeki Babası onu sevdiğini göstermişti. Hiç kimse onu birçok askerin olduğu bir hapishaneden kurtaramazdı. Bu işi yapan kesinlikle Rab’di ve bu Kral Herod’un işini gerçekten zorlaştırmıştı.
Petrus heyecanla müjdeci Markos’un annesinin evine koştu. İnanlılar gece gündüz elçi Petrus’un kurtulması için dua ediyorlardı. Petrus kapıyı çaldığında hizmetçi kız kapıya geldi. Petrus’un sesini tanıyan kız heyecanla geri dönüp haber verdi, fakat kapıyı açmayı unutmuştu. Kimse ona inanmadı ve gördüğünün hayal ürünü olduğunu söylediler. Bazıları Petrus’u koruyan meleği görmüş olabileceğini düşündüler. Durmadan Petrus’un kurtuluşu için dua etmişler, fakat Tanrı’dan yanıt alacaklarından emin olamamışlardı, çünkü daha birkaç gün önce sürekli Yakup için dua ediyorlardı. Umutlu fakat şüphe dolu bir şekilde dua ediyorlardı, çünkü Tanrı’nın arzusunu bilmiyorlardı. Baba Tanrı’nın önünde dualarını dile getirip ar-zusu gerçekleşsin diye durmadan kapısını çalıyorlardı.
Bu arada kapının dışında olan elçi de donmakta olan ellerini ovuştururken kapıyı çalmaya devam ediyordu. Sonunda kapının dışında birinin olduğunu fark ettiler. Tanrı dualarını işitip kötü yürekli kralın şok olmasını sağlamıştı. Bu inanılmaz mucizeyi gören inanlıların sevinci gittikçe arttı ve Tanrı’nın sağlayışı için hep bir ağızdan Rab’bi yücelttiler.
Petrus, İsa’nın kardeşi olan ve Yeruşalim’deki kilisenin lideri haline gelen ve ateşli dualarıyla bilinen Yakup’a, kendisinin kurtulduğuyla ilgili haberi göndermeleri için odadakileri tembihledi. Yakup muhtemelen Yüksek Kurul tarafından sıkıntı yaşamayan biriydi. Hristiyan olmasına rağmen yasaya karşı gelmiyor ve eylemsiz imanın ölü olduğunu vurguluyordu. Göklere alınmış olan kardeşi İsa’yı Rab olarak kabul eden Yakup, imanı, ateşli duaları ve hizmeti ile etkin bir Hristiyan’dı.
Muhtemelen bu yönetici birçok Hristiyan lideri öldürmeyi planlıyordu. Petrus’un ikinci kez hapishaneden kurtuluşundan çok korkmuştu. Kendisinden daha yüce bir gücün çalıştığını biliyordu. Bunun için Yeruşalim’i terk etti, oysaki insanlar Petrus’un yargılanmasını bekliyorlardı. Fakat Petrus ortadan kaybolmuştu ve bunun nasıl gerçekleştiğini açıklayabilecek biri yoktu. Bu olayı duyan herkes korkmaya başladı. Hirodes, Sezariye’ye gitmişti ve kafasını bu olaylardan boşaltmak içim uğraştı.
Dua: Ya Rab, Petrus’u hapishaneden kurtardığın için şükrederiz. Böylece Yeruşalim’deki topluluğunu korudun. Şimdi bugün dahi zaferli olan bizleri Ruh’unla doldur ve imanımızı güçlendir. Tüm dualarımızı işittiğin için teşekkür ederiz. Amin.
Soru 61: Beraber dua eden inanlılar Petrus’u kapıda görünce neden şaşırdı?