Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- Acts - 001 (Introduction)
This page in: -- Albanian -- Arabic -- Armenian -- Azeri -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Igbo -- Indonesian -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- TURKISH -- Urdu? -- Uzbek -- Yiddish -- Yoruba

Next Lesson

Elçilerin İşleri - MESİH'in Zafer Alayı!
Studies in the Acts of the Apostles

GİRİŞ


Mesih’in Zafer Alayı Nasıl Başladı?
Elçilerin İşleri Kitabı’na Giriş

Rab İsa Mesih yaşıyor, bedeni mezarda çürümemiştir. O gerçekten ölümden dirilmiş ve yaklaşık 40 gün boyunca öğrencilerine görünmüştür. Bunun ardından, Babası’nın sağında oturmak için göklere yükseltilmiştir, şimdi Kutsal Ruh’la tam bir birlik içerisinde Baba ile birlikte hüküm sürmektedir. Tek bir Tanrı sonsuzluktan sonsuzluğa...

Mesih göğe alındığından beri Şeytan’ın tüm savaşına rağmen sessiz ve ihtiyatlı bir şekilde Kilisesi’ni kurmaktadır. Kilise; Mesih’in çarmıhtaki zaferinin sonucu ve meyvesidir. Elçilerin gerçekleştirdiği bütün işler insanın Tanrı’yla barışmasının sonucudur. Mesih’in bütün üyeleri onun Zafer Alayı’nın bir parçasıdır. Çarmıh, elçilerin işlerinin ve aynı zamanda Mesih’in inşa ettiği tüm Kilisesi’nin temellerini oluşturmaya devam etmektedir.

Göğe alınmadan önce İsa, öğrencilerine Yeruşalim’de Baba’nın vaadini beklemelerini bildirmiştir. İsa’nın arzusu öğrencilerinin Kutsal Ruh’un gücüyle dolmalarıydı. Bu sayede müjde Kudüs’ten Roma’ya dünya metropollerine yayılabilirdi. Nitekim Mesih’in elçilere bildirisi, Tanrı sözünü dünyaya vaaz etmeleriydi ve ayrıca bu onların gönderilmelerinin ve görevlendirmelerinin bir işareti oldu. Kutsal Ruh onlarda konut kurdu, bunun için başka hiçbir güç ya da dürtü onların kilisedeki vaazlarının ve çalışmalarının gücü değildir.

Elçilerin İşleri Kitabı’nın Teması

Kendine has nadir bir tarzı olan bu kitabı kim okursa okusun, kitabın amacının sadece elçilerin yaptıklarının kayıtlarını tutmak olmadığını fark edecektir. Kişi, Mesih’in işlerinin Kutsal Ruh aracılığıyla İsa Mesih’in göğe alınışından sonra dahi O’nun öğrencileri tarafından devam ettirildiğini görecektir. Kitap, elçilerin yaptığı önemli işlerden çoz az bahsetmektedir ve ne zaman bu işlerden bahsetse, öncelikle Petrus ve Pavlus’un işlerini konu alır. On üçüncü bölümden başlayarak çok kısa bir biçimde Petrus’tan söz eder, fakat kitapta ölümüyle ilgili olarak hiçbir bilgi ele alınmamıştır. Hatta detaylı olarak bahsettiği Pavlus’un hizmeti dahi Roma’daki tutukluluk zamanına değinmeden bitmektedir. Yazarın amacı olayların tamamını, kronolojik bir biçimde ve inceden inceye tanımlamak değildir. Bunun yerine, okuyucularına Mesih’in müjdesinin yayılışını ve Yeruşalim’den Roma’ya kadar genişleyen kilisenin başlangıcı ve büyümesini anlatmak istemektedir.

Rab’bin önderleri bir bayrak yarışındaki takım gibi çalışmışlardır. Herbir kişi müjdenin meşalesini bir diğerine aktarmıştır, ta ki kurtuluş mesajı büyük kentlere ulaşana kadar. Böylece Elçilerin İşleri’nin teması, “Kurtuluş Müjdesi’nin; yaşayan Mesih tarafından rehberlik edilerek Yeruşalim’den ta Roma’ya kadar gerçek ve zaferli ilerleyişi ve yayılışıdır.”

Kitabın Kompozisyonu

Elçiler ruhsal savaş hakkında detaylı bir mücadele planı yazmadılar. Bu, Tanrı’nın Egemenliği’nin yayılması için yardımcı olabilirdi. Yaşayan Rab’bin kendisi, Kilisesi güçlenip Samiriye, Antakya ve daha sonra da Roma’ya yayılana kadar ilk kilise çağında birçok defa olaylara müdahele etti. Rab Yahudi olan ve Grekçe konuşabilen Pavlus adındaki genci seçti ve Roma’ya kadar müjdesini duyurması için gönderdi. Pavlus’un seçilmesinden kısa bir süre önce, diyakon İstefan ve onun Yahudi asıllı Grek hizmet arkadaşları, Filistin’e yerleşmiş olan Yahudi asıllı Hristiyanlar arasında çok etkili olmuşlardı. Sonuç olarak iki taraf arasında bir çatışma patlak verdi. Bunun için Rab tüm elçilerini sevgi ruhu ile Yeruşalim’de bir araya toplayarak ilk elçisel toplantıyı düzenledi (Bölüm 15). Sadece lütufla kurtuluşu kabul ettiler ve işler ile kurtulma öğretisini reddettiler. Bu gelişmeyle öteki ulusların kiliseleri Yahudiler’in etkisinden ve yasanın zincirlerinden kurtuldular. Mesih’in sevgisinin bilgisi bir dünya inancı haline geldi ve artık başka bölgelere ilerlemeye hazırdı.

Rab, Yeruşalim’deki kiliseye ek olarak Antakya’da ikinci bir topluluk kurdu. Müjde Antakya’dan başladı ve Ege bölgesinin tamamını kaplayana kadar yayıldı. Müjde’nin gücü Asya’dan Avrupa kıtasına sıçrayıp önce Yunan şehir ve bölgelerine yayıldı sonra da Roma’ya kadar uzandı.

Kitap 3 bölüme ayrılabilir:

Yeruşalim’deki İlk Kilise (Bölüm 1 – 7)

Müjde Samiriye’den Antakya’ya Kadar Yayılıyor (Bölüm 8 – 12)

Müjde Ege ve Yunanistan’da Duyuruluyor ve Pavlus’un Romaya Varmasıyla Sonuçlanıyor (Bölüm 13 – 28)

Kitabın Yazarı Kimdir?

Yazar kendi ismini ya da kimliğiyle ilgili bize kesin bir bilgi vermeyerek, kendisini önemli bir yere koymak istemiyor. Bununla birlikte, başlangıçtan beri ortak bir görüş var ki bu da; eşsiz bir tarzı olan bu kitabın Antakyalı Doktor Luka tarafından yazıldığıdır. Hristiyanlığın merkezindeki birçok konu hakkında tam bir bilgiye sahip olan Luka aynı zamanda Grekçe’yi çok iyi konuşabilen biriydi. Yazıları sevgi ve içtenlikle not edilmiştir. Elçilerin kelimelerini ve konuşmalarını temiz ve akıcı bir dille yazmıştır. Kitabında öteki uluslar arasında olan dindar birinden söz eder ki, gerçekten Luka da Müjde’nin tanıklığı aracılığıyla yeniden doğmadan önce böyle bir insandı. Luka, Pavlus’un ikinci hizmet yolculuğunda onunla tanıştı ve beraber Troas’tan Filipi’ye gittiler. Roma kolonisi olan bu şehirde vaaz verdi ve Pavlus onu Filipi’de kilisenin gelişmesine yardımcı olmak üzere bıraktı. Elçi Pavlus Yeruşalim’e dö-nüşünde onu yeniden yanına aldı. Luka öğretmeni Pavlus’tan orada ayrıldı ve yazacağı kitapları (Luka ve Elçilerin İşleri) için bilgi toplamaya başladı. Pavlus’un Sezariye’de tutuklu olduğu sıralarda Luka’nın onu sık sık ziyaret ettiğini görüyoruz. Luka Pavlus’la yola devam etti, ona hizmet etti ve onun ruhsal hayatından gerçekten çok etkilendi. Daha sonraları Pavlus’un Romalı yetkililer önündeki duruşma savunmasını kayıtlara geçirdi. Onu uzun, sıkıntılı ve tehlikeli yolculuklarında yanlız bırakmadı, ta ki, Pavlus Roma’ya varıncaya dek. Kitapta “biz” diye bahsettiği birçok yer Luka’nın nerelerde Pavlus’un yanıbaşında olduğunu, olaylara tanık olduğunu ve onunla yolculukta ettiğini gösteriyor.

Kitap Kime Yazıldı?

Müjdeci Luka, ilk kitabında olduğu gibi bu kitabını da Teofilos’a yazıyor. Ona gönderdiği aslında tek bir parça olan kitabını iki cilt olarak yazıyor. Luka 1:1-3 ayetlerinden Teofilos hakkında birkaç şey öğreniyoruz. Teofilos (isminin anlamı Tanrı sevendir) Roma İmparatorloğu’nda önemli bir kişiliktir. Antakya’dayken Mesih’e iman etmiştir. Hristiyanlığın ruhsal ve tarihsel gelişimi hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmeyi arzu etmiş ve Romalı yöneticilerin kiliselere nasıl davrandıklarını öğrenmek istemiştir. Acaba İncil’in ilkeleri ne ölçüde yeni dünya sisteminin temelini oluşturmaktadır... Luka, Elçi Pavlus’a eşlik ettiği süre boyunca Kutsal Ruh’un rehberliğiyle, Mesih’in doğumundan Pavlus’un Roma’ya girişine kadar birçok konuda bilgi toplamıştır. Teofilos’a sunduğu düzenli ve öyküsel tarzdaki yazılarında, Tanrı’nın gücünün kiliselerde nasıl çalıştığını anlatmıştır. Onun, imanında güçlenmesi ve inandıklarından emin olmasını arzulamıştır. Tıpkı Pavlus’un Filipi’deki zindancıya söylediği gibi, “Rab İsa’ya iman et, sen de ev halkında kurtulursunuz.”

Kitabın Yazılış Tarihi

Pavlus Roma’ya muhtemelen İ.S. 61 yıllarında ulaşmıştır. Luka’nın kendi adıyla anılan kitabı yazdığı dönemler birçok sahte incil yazıldığı için oldukça çalkantılıydı. Bunun için Doktor Luka, Elçilerin İşleri Kitabı’nı ilk kitabının devamı olarak İ.S. 62 ile 70 yılları arasında yazması muhtemel görünmektedir. O kitabını tam bir sorgulama, dikkat ve buna ek olarak duanın desteğiyle yazmıştır. Mesih’in yaşamına tanık olmuş kişilerle konuşmuştur, buna ek olarak İsa Mesih’in annesi Meryem ve Diyakon Filipus’la görüşmüştür. Luka birçok yazılı kaynaktan bilgiler elde etmiş ve Mesih’in kişiliği ve yaptığı işler hakkındaki bilgileri göz önünde bulundurmuştur. Ayrıca elçilerin yaptığı işler hakkında bilgiler toplamıştır. Daha sonra yazdığı bütün yazıları Vali Teofilos’a sunmuştur.

Tanrı’ya, bu Yunanlı Doktor Luka’yı çağırdığı ve ona rehberlik ederek ilk kitabından sonra bu ikinci kitabın da yazılmasında yardım ettiği için tüm yüreğimizle şükrediyoruz. Tanrı onu Rab’bin dönüşünün hemen olmayacağı, ama öncelikle Rab’bin sözünün bütün uluslara vaaz edilmesi gerektiği konusundaki bilgilerle aydınlatmıştır. On iki elçi ve ilk kilise, Yeruşalim’de Mesih’in gelişini beklediği sırada, Antakya’daki Hristiyanlar müjdenin kurtuluş mesajını tüm dünyaya duyurmaları konusunda aydınlatılmışlardır. Müjde bildirisini Roma’ya doğru ulaştırmışlardır. Eğer Luka dikkatli ve doğru çalışmamış olsaydı, Mesih’in Egemenliği’nin Yunan dünyasında nasıl yayıldığı konusunda kesin bir bilgiye sahip olamazdık. O zamandan beri Rab bu kitap aracılığıyla bize vaaz vermek ve kilise kurmak konusunda örnekler vermiştir. Böylece Kutsal Ruh inanlıları yeniliyor, hizmete teşvik ediyor ve zayıflıklarında güçlendiriyor. Rab’bin önderleri için Elçilerin İşleri Kitabı’nı çalışmaktan daha iyi bir eğitim alanı olamaz. Bu kitapta Rab İsa’nın çalışmasını ve çağrısına itaat edip yaşayanların hayatlarını görebilirsiniz.

Soru 1: Luka’nın Elçilerin İşleri Kitabı’nı yazmasının amacı nedir? Teofilos hakkında ne biliyorsunuz?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on September 28, 2012, at 10:02 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)