Waters of Life

Biblical Studies in Multiple Languages

Search in "Turkish":
Home -- Turkish -- John - 073 (The raising of Lazarus)
This page in: -- Albanian -- Arabic -- Armenian -- Bengali -- Burmese -- Cebuano -- Chinese -- Dioula? -- English -- Farsi? -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Hindi -- Igbo -- Indonesian -- Javanese -- Kiswahili -- Kyrgyz -- Malayalam -- Peul -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- Thai -- TURKISH -- Twi -- Urdu -- Uyghur? -- Uzbek -- Vietnamese -- Yiddish -- Yoruba

Previous Lesson -- Next Lesson

YUHANNA - Işık Karanlıkta Parlıyor
Mesihin İncilinin Yuhannaya Göre Yorumu

Bölüm 2 - IŞIK KARANLIKTA PARLIYOR (Yuhanna 5:1 - 11:54)
C - İSA’NIN KUDÜS’Ü SON ZİYARETİ (Yuhanna 7:1 - 11:54) KARANLIK IŞIKTAN AYRILIYOR
4. Lazar’ın Diriltilmesi ve Sonuçları (Yuhanna 10:40 – 11:54)

c) Lazar’ın Diriltilmesi (Yuhanna 11:34-44)


YUHANNA 11:28-31
28 Bunu söyledikten sonra gidip kızkardeşi Meryem’i gizlice çağırdı. “Öğretmen burada, seni çağırıyor” dedi. (29) Meryem bunu işitince, hemen kalkıp İsa’nın yanına gitti. 30 İsa henüz köye varmamıştı, hâlâ Marta’nın kendisini karşıladığı yerdeydi. 31 Meryem’le birlikte evde bulunan ve kendisini teselli eden Yahudiler, onun hızla kalkıp dışarı çıktığını gördüler. Ağlamak için mezara gittiğini sanarak onu izlediler.

Belki İsa, evdeki ziyaretçilerin gürültüsünden uzak sakin bir yerde kendisini teselli edebilmek için Marta’dan, kızkardeşi Meryem’i kendisine getirmesini istedi. Ruhsal huzura kavuşturmak için onu ışığa ve yaşam kaynağına götürmek amacındaydı.

Kederin bağrında Meryem belki Mesih’in geldiğini duymamıştı bile. Ama Marta gelip ona İsa’nın gelmiş olduğunu bildirince, telaş içinde irkilerek hızla Rab’le buluşmaya gitti. Herkes şaşırmış, “Acaba nereye gidiyor?” diye birbirine soruyordu. Kalkıp Meryem’in peşine takıldılar, kardeşinin gömülü olduğu yere doğru yola koyuldular. Kabre giden bu kalabalık, ümitsizlik ve kötümserliğin yiyip bitirdiği, yokluğa doğru ilerleyen dünya yaşamını simgeliyordu adeta. Ölüm sorununu hiç bir felsefe ya da din çözemez. Ümidin gerçekliği, imanlıların avuncu ölümle kendini gösterir.

YUHANNA 11:32-33
32 Meryem İsa’nın bulunduğu yere vardı. O’nu görünce ayaklarına kapanarak, “Rab” dedi, “burada olsaydın, kardeşim ölmezdi.” 33 Meryem’in ve onunla gelen Yahudilerin ağladığını gören İsa’nın ruhunu hüzün kapladı, yüreği sızladı.

İsa’yı gören Meryem, yüreği çaresizlik ve imanla karışık hislerle dolu O’nun ayaklarına kapandı; sevgili kardeşi ölüm döşeğindeyken gelmiş olsaydı, tanrısal bir mucize gerçekleştirebileceğini itiraf etti. Halkın önünde İsa’ya, “Öğretmen” değil, “Rab” diye hitap etti. Nitekim Marta da İsa’ya, O’nunla yalnız konuşurken, “Rab” demişti. Bu, her üç kardeşin de Allah’ın Mesih suretinde dünyamıza geldiğine sağlam bir şekilde inandıklarını gösterir. Ne var ki, ölüm bu imanı sarsmıştı.

Sadık izleyicilerinin sarsılan imanını, halkın bilgisizliğini gören İsa’nın yüreği sızladı. Herkesin nasıl ölümün sultasına boyun eğdiğini görmüştü. Tanrısal Kurtarıcı’nın gelmesine karşın ağlayan ve çaresizlik içinde kıvranan Meryem O’nu kederlendirdi. Omuzlarında, dünyanın ağır günah yükünü hissetti, hüznü ve kederi kökünden silecek tek çare olan çarmıhını ve mezarını gördü. Ardından gerçekleşecek olan dirilişinin, ölümün, iman zayıflığının ve ümitsizliğin egemenliğine son vereceğini kesin olarak anladı.

YUHANNA 11:34-35
34 “Onu nereye koydunuz?” diye sordu. O’na, “Rab, gel, gör” dediler. 35 İsa ağladı.

İsa Meryem’e cevap vermedi, çünkü çaresizliğin ve derin bir kederin pençesinde bulunan bir insana sözün pek fayda sağlamayacağını biliyordu. Böylesi durumlarda bir şeyler yapmak, konuşmaktan daha yararlıdır. Toplananlardan, kendisini mezara götürmelerini istedi. O’na, “Gel, gör” dediler. Hizmetinin başlangıcında İsa öğrencilerini bu sözlerle yanına çağırmıştı. Ama O onları yaşama çağırmıştı, oysa onlar İsa’yı şimdi ölüye götürüyorlardı. İnsanların anlayışsızlığı, bilgisizliği, en üstün izleyicilerinin bile iman etmeye güç getirememeleri İsa’yı kederlendirdi. Kutsal Ruh henüz izleyicilerine dökülmemişti. Ruhsal ölüm herkesi kuşatmış, Allah’ın Oğlu’na, insanlığın bu ümitsiz ve çaresiz haline bir tek ağlamak düşmüştü.

YUHANNA 11:36-38a
36 Yahudiler, “Bakın, onu ne kadar seviyormuş!” dediler. 37 Ama içlerinden bazıları, “Körün gözlerini açan bu kişi, Lazar’ın ölümünü de önleyemez miydi?” dediler. 38 İsa yine derinden hüzünlenerek mezara vardı.

Yahudiler, İsa’nın gözyaşlarını O’nun Lazar’a sevgisine yordular. Sevgi soğuk, akıl, mantık işi değildir sadece. Kaldı ki, Allah’ın Oğlu’nun sevgisi, aklımızı, anlayışımızı kat kat aşar. O, ölümden sonrasına da uzanır. Lazar’ı kapalı kabrinin içinde gören İsa, ölümün arkadaşına pençe atmış olmasına kederlendi. Ama O, ölüyü sesini duymaya hazırlamayı da ihmal etmedi.

Kimileri bu arada İsa’yı sert bir şekilde eleştirdi; O sanki ellerinde oyuncakmış gibi yetkisi hakkında ileri geri laflar edildi. O’nun, Babası istediği için iki gün Şeria nehrinin ötesinde beklemiş olduğunu bilmiyorlardı. O zaman İsa içinde öfke duydu; çünkü imansızlık, sevgisizlik ve zayıf ümit, Allah’ın öfkesini doğuruyordu. Mesih’in amacı, bizi kötümserlikten çıkarmak ve sevgisiyle yaşayıp imanla dirilebilmek ve O’nun günahlardaki tüm ölüleri diriltmeye gücü olduğuna güvenmemizi sağlamaktır. İsa senin de imansızlığından sıkılıyor mu? Yoksa güven cesareti olan sevginden dolayı seviniyor mu?

DUA: Rab İsa, kaçırdığım iman, sevgi ve güven fırsatlarından ötürü beni affetmeni diliyorum. İmanımın azlığını bağışla, bencilliğimi yenebilmem için yardım et, seni sürekli gerçek anlamda onurlandırabilmem için bana diri umut ver.

SORU:

  1. İsa neden kederlendi ve yüreğinde sıkılarak ağladı?

www.Waters-of-Life.net

Page last modified on April 16, 2012, at 12:29 PM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)