Previous Lesson -- Next Lesson
4. DAĞDAN İNİŞ (Markos 9:8-13)
Markos 9:8-13
8 Öğrenciler birden çevrelerine baktılar, ama bu kez yanlarında İsa'dan başka kimseyi göremediler.
9 Dağdan inerlerken İsa, İnsanoğlu ölümden dirilmeden orada gördüklerini hiç kimseye söylememeleri için onları uyardı. 10 Bu uyarıya uymakla birlikte kendi aralarında, "Ölümden dirilmek ne demek?"diye tartışıp durdular.
11 İsa'ya, "Din bilginleri neden önce İlyas'ın gelmesi gerektiğini söylüyorlar?" diye sordular.
12 O da onlara şöyle dedi: "Gerçekten de önce İlyas gelir ve her şeyi yeniden düzene koyar. Ama nasıl oluyor da İnsanoğlu'nun çok acı çekeceği ve hiçe sayılacağı yazılmıştır? 13 Size şunu söyleyeyim, İlyas geldi bile, onun hakkında yazılmış olduğu gibi, ona yapmadıklarını bırakmadılar."
Henüz dünya yaşamındayız, çevremiz ölüm sıkıntı,dertlerle çepeçevre. Dağda Mesih’in yüceliğini gördüklerinde öğrenciler bu gerçeğin farkına daha yakından vardılar. Tek teselli olan Mesih’in yokluğu onlar için en büyük felaketti. Mesih bugün de Kutsal Ruhu’yla imanlılarını en kötü günlerinde bile yalnız bırakmış, terketmiş biri değildir.
Mesih öğrencilerine dirilişini müjdeledi. Daha ölümünden önce, dünyanın karanlık güçlerine galip geleceğini duyurdu. Oysa öğrenciler O’nun dediklerini gereği gibi anlamadılar. Allah’ın Oğlu Mesih’in vaadi uyarınca, ölümünden dirilir dirilmez diğer ölüleri de yaşama döndüreceğini sandılar. Yahudiler de böyle düşündüler ve halâ “gelecek olan Mesih’in” ölüleri diriltip başkenti Kudüs olan egemenliğini kuracağına inanıyorlar. Mesih’in günlerinde dindarlar İlyas’ın ruhunu taşıyan bir peygamberin ortaya çıkıp Mesih’in yolunu hazırlayacağı, kötülerin başına gökten ateş yağdıracağını tahmin ediyorlardı.
Üç öğrenci rüyada İlyas’ın gelişini gördüklerinde çağırmışlar, birden yaklaşmakta olan Tanrısal egemenliğin gelişini düşünmeye başlamışlardı. Henüz çarmıhın neden gerekli olduğunu bilmiyorlardı. Bu nedenle Mesih onlara acılarının,harekete uğrayacak olmasının zorunlu olduğunu bir kez daha bildirdi. İsa kendisini feda etmeye,tüm suçluların yerine ölüme gitmeye hazırladı. Bu aklın ancak Kutsal Ruh’un eylemiyle kavrayabileceği bir sırdır. Tanrısal egemenliğin inkılabı silahlar ya da siyasal çalkantılarla değil, imanlıların doğrulanması, kutsanmasıyla gerçekleşir. Bu ilkeyi kavradın, yaşamında tecrübe ettin mi?
Vaftizci Yahya’nın gelişi de bu ilkeyi açıklamak içindi. Zira o tövbeye, Rab’bin yoluna dönüşe çağıran sözleriyle O’nun yolunu açtı. Ama Vaftizci Kutsal Ruh aracılığıyla Mesih’in vaftizinin ateşle olmayacağını, O’nun kötüleri yok etmeyeceğini, tam tersine sessizce, bir “Allah Kuzusu” olarak dünyanın günahını yükleneceğini kavramıştı. Sonunda Yahya acı da olsa kendi kralı Mesih’in kendini kurtarmak için hapishaneye gelmeyeceğini, onu ölüme terk edeceğini anladı. Yahya’nın başı kesildi. Allah’ın Egemenliği dünyalık kazanç ya da başarı temeline dayanmaz, o imana ölüm anında bile sonsuz güvene dayanan yaşamdır. Çünkü Mesih’te kalan sonsuza dek ölmeyecektir.
Dua: Diri Rab İsa, sen bizi bırakmıyor, sıkıntılarda, sorunlarda, ölümde bile bizden ayrılmıyorsun, Sen yaşamımızsın. Bizden önce acılar yolundan geçtiğin, bizi kendimizi inkâr yoluna sevk ettiğin için sana şükrederiz. Zorluklara karşın senin adından utanmamamız, sıkıntılara şükürle tahammül edebilmemiz için bizi Kutsal Ruh’unda tut. Amin.
Soru 4: Mesih’in çarmıha gitmesinin zorunlu olduğunu öğrenciler neden anlayamadılar?