Waters of LifeBiblical Studies in Multiple Languages |
|
Home Bible Treasures Afrikaans |
This page in: -- Albanian -- Arabic -- Armenian -- Azeri -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- French -- Georgian -- Greek -- Hausa -- Igbo -- Indonesian -- Portuguese -- Russian -- Serbian -- Somali -- Spanish -- Tamil -- Telugu -- TURKISH -- Urdu? -- Uzbek -- Yiddish -- Yoruba
Previous Lesson -- Next Lesson Elçilerin İşleri - MESİH'in Zafer Alayı!
Studies in the Acts of the Apostles
Bölüm 2 - Diğer Uluslara Verilen Vaazların Raporları Ve Antakya'dan Roma'ya Kadar Kurulan Kiliseler - Kutsal Ruh Tarafından Görevlendirilen Elçi Pavlus'un Hizmeti (Elçilerin İşleri 13 - 28)
A - İlk Müjdeleme Yolculuğu (Elçilerin İşleri 13:1 - 14:28)
2. Kıbrıs'ta Tanrı Sözünü Duyurma (Elçilerin İşleri 13:4-12)Elçilerin İşleri 13:4-12 Kutsal Ruh böylece iki önderi Antakya’dan gönderdi. Tanrı’nın sözünü duyurmak isteyen bu iki lider, Rab tarafından yönlendirildi. İlk önce Selefkiye’ye gittiler. Antakya’dan yaklaşık 25 kilometre uzak olan bu sahil şehrine geldiler. Orada, kendilerini görmeye gelen kardeşlerle hep beraber dua ettiler. Sonra gemiyle açılarak Barnaba’nın memleketi olan Kıbrıs’a geçtiler. Barnaba Kıbrıs’ı iyi tanıyordu ve kendi halkına müjdeleyerek işe başlayabilirlerdi. Salamis’e vardıklarında çevredeki Yahudi olmayan kişilere Müjde’yi duyurmadılar. Bunun yerine hemen bir sinagog buldular ve orada Yahudiler’e Tanrı sözünü duyurmaya başladılar. Akdeniz’in doğusunda bulunan bu adada Eski Antlaşma’yı uygulayan Yahudiler çoktu. Fakat burada herhangi birinin Müjde’ye inandığını ya da karşı çıktığını okumuyoruz. Öyle görünüyor ki, kimse onlara pek ilgi göstermemişti. Böyle bir adaya birçok yabancı geliyordu ve tabii ki bir o kadar da ilginç fikir ve öğreti getiriyorlardı. Böylece, yanlarına Barnaba’nın kuzeni Yuhanna Markos’u da alarak yollarına devam ettiler. Her ne kadar Markos, Kutsal Ruh tarafından çağırılmış olmasa da, onlara yolculuk arkadaşı olabilirdi. Adanın tamamını boydan boya geçtiler ki, bu yaklaşık 160 kilometreye tekabül eder. Geçtikleri her yerde Tanrı sözünü vaaz edip insanları tövbeye davet ettiler. Kimlerin onların çağrısını kabul ettikleri, inanıp vaftiz oldukları konusunda hiçbir bilgimiz yok. Fakat orada bir kilise kurulmadı. Seçilmiş bu önderlerin orada yaptıkları hizmetler pek başarılı görünmüyor aslında. Ama Tanrı’nın planını unutmamalıyız. En son olarak Kıbrıs’ın başkenti Baf’a vardıklarını görüyoruz. Bu şehirde Romalı Vali Sergius Pavlus yaşıyordu. Bu lider gerçekten çok zeki, ihtiyatlı ve bilge biriydi. Yeni bir öğretiş geldiğini duyunca hemen bunun ne olduğunu öğrenmek istedi. İlginçtir ki, Elimas adında bir büyücü onun sarayında yaşıyordu. Elimas, peygamberlik armağanı varmış gibi davranıyor ve Şeytan’ın işini yaparak para kazanıyordu. Valiye insanlar ve gelecek hakkında bilgiler vererek, bir anlamda valinin parasını çalıyordu. Bu adam valiyi, gelen yeni öğretiş ve liderler hakkında uyardı. Fakat vali Barnaba ve Saul’u dinleyince getirdikleri mesajdan hoşnut oldu. Sahtekâr büyücü Tanrı’nın yüceliğinin duyurulmasına engel olmak istese de, başarılı olamadı. Aslında böyle kişiler Tanrı’nın sözünü vaaz etmedeki en büyük engellerdendir. Dünyanın ruhu cennetin ruhuna karşı durmak ister. Bunun için birçok yalanlar ortaya atar. Barnaba ve Saul kısa sürede Elimas’ın (Baryeşu) ruhunun kötü olduğunu anladılar. Ondaki Ruh, Mesih İsa’dakinden farklıydı. Büyücü valiyi kandırmak için birçok yol deniyor ve gelir kaynağının uçup gitmesini istemiyordu. Valinin ismi Saul’unki ile aynıydı (Pavlus). Büyücününki de İsa’nınkiyle aynıydı (Bar-yeşu, İbranice’de İsa ve Yeşu aynı isimdir). Bunun için belki de elçiler bu durumun Tanrı’nın Egemenliği’nin Kıbrıs’a hatta belki tüm Roma İmparatorluğu’na gelişiyle ilgili olabileceğini düşünmüş olabilirler. Fakat düşleri çok uzun sürmedi. Saul, sahtekâr büyücünün foyasını ortaya çıkardı ve yaptığının ahlaksızlık olduğunu gösterdi. Saul, bu büyücüye tövbe etmesi gerektiğini söylemedi. Bunun yerine onu İsa Mesih’in adıyla yargıladı. Tanrı bu adamı öldürerek değil, başka bir mucize gerçekleşti-rerek yargıladı. Adam bir anda kör oldu, böylece aynı Pavlus’un kör olduktan sonra Rab’bi bulması gibi, artık onun da ruhsal gözlerinin açılabilmesi için bir şansı vardı. Böylece gerçek Rab’bin kim olduğunu bilebilir ve O’nun ardı sıra gidebilirdi. İsa böylece Kıbrıs’ta yüceliğini göstermiş ve her şeyin üzerinde yüce Rab olduğunu kanıtlamıştı. Orada bulunanlar da O’nun zaferini hissetmişlerdi. Kutsal Ruh inanılmaz bir şekilde çalışmış ve Tanrı’nın yüceliğini göstermişti. Fakat maalesef vali, Mesih’e sadece gördüğü mucizelerden ötürü inanmıştı. Vaftiz olmak için bile sormadı. Adı Pavlus’tu, fakat elçi Pavlus gibi Mesih’in vaizi değildi. İmanına rağmen olaylara tarafsız kalmayı tercih etti. Ilıklığı yüzünden Müjde’nin yayılması sırasında elçileri yavaşlatmıştı. Fakat Müjde’nin adanın diğer yerlerinde yayılmasına karşı çıkmamıştı. Sergius Pavlus hakkında ne Elçilerin İşleri Kitabı’nda ne de tarihi kaynaklarda başka hiçbir şey okumuyoruz. Pavlus ve Barnaba bir kez daha Tanrı’nın sözünün ne kadar önemli olduğunu fark ettiler. Rab’bin kendisi zafer alayının bir parçasıydı aslında. Müjde yolculuklarının bu ilk ayağında Barnaba’nın memleketinde çok fazla kişinin Rab’be gelmediğini görüyoruz. Dua: Ya Rab, sen tüm kötü güçleri yendin. Kendi adın uğruna Müjde’ye karşı gelen tüm kötü ruhsal güçleri durdur. Müjde’nin gücü karşısında hiç kimsenin durmaması için dua ederiz. Her adımımızda bizlere eşlik et ve Müjde’yi doğru bir şekilde yayabilmemiz için bizleri güçlendir. Amin. Soru 64: Pavlus neden sinirliydi? Rab’bin elleri Pavlus’un sözlerinin doğruluğunu nasıl kanıtlamıştır?'' SORULAR - 4Sevgili Okur,
Elçilerin İşleri Kitabı ile ilgili bu serinin tüm kitapçıklarını çalışmayı tamamlayıp, her kitabın sonundaki soruları cevaplayıp, cevaplarınızı bize gönderirseniz, ileride Mesih’in hizmetleri için sizleri teşvik etmek adına, size, en kısa zamanda; Adresimiz: Waters of Life Internet: www.waters-of-life.net |